Karakavuğu Unutursan Kanser Olursun!



Karakavuk’u unutursan Kanser olursun!
 
Bazı otlar vardır, kekik gibi bin derde dermandır. Ata yemekleri yemezsen onlar da unutulur gider. 
 
Karakavuk yani güneyik de öyledir. Birçok derde şifadır. Bu yüzden garagavuk, güneyik, çıtlık, sakız otu, karagöz, karaca, karahindiba gibi birçok adı vardır. Biz kartına garagavuk, tazesine güneyik deriz.
Otunu yıkar yeriz. Kökünü merhem yaparız, çiçekleriyle güleriz.
 
Karahindiba’nın kökünden çıkan beyaz sütü sabah aç karna dilinize sürerseniz vücuttaki bütün kanser hücrelerini yok eder. Bir ay devam ederseniz hiçbir şey bırakmaz
 
Atalarımızı sofralarından eksik etmediği karakavuk otunun ne olduğunu unuttuk, parklardaki sarı sarı çiçeklerine bakar olduk
 

Meğer karakavuk ve yemlik salatasına bir de sirke döküp yiyince GDO ile mücadele ediyormuşuz da haberimiz yokmuş.
 
Topraktan sökülüp kökü havaya gelecek şekilde 4-5 saat bekletince, aynı süt sertleşip sakız kıvamına gelir sakız olurdu. 
 
O sakızı çiğnemek mideyi rahatlatır, sindirimi kolaylaştırırdı.
Aynı süt yaralara sürülen merhem olurdu.
Aynı süt siğil, temriye, egzama, deri hastalıkları ve sivilcelere sürünce 1-2 hafta içinde hepsini temizlerdi.
Safra salgılarını söker, idrar söktürürdü. Kabızlığa da iyi gelirdi, uykusuzluğa da. Böbrek fonksiyonlarını güçlendirir, bağışıklığı güçlendirirdi.
 
Kanı temizlerdi kanı.
Yaprakları ezilip cilde maske olurdu.
Sarılık ve dalak hastalıklarına iyi gelirdi.
Karaciğer yağlanmasına ve iltihaplanmasına, safra kesesine, romatizmaya iyi gelirdi.
 
Eşsiz sarı çiçekleri su, limon ve şeker katılarak pekmez yapılırdı.
Mavi çiçekli olana Kavuk(Hindiba), sarı çiçekli olana Karakavuk ( Karahindiba) denirdi.
 
Isırgan ve ebegümeci ile birlikte pilav yapılır, yapraklarından kuşlar da beslenirdi. İsteyen ot kavurması, isteyen ot böreği yapardı. 
 
Dileyen tuzlayıp ekmeğe sarardı. Doğal potasyum, demir,çinko, A,B,C,D vitaminleri, mineral ne ararsan vardı.
Bilen kökünü kurutur kahve olarak içerdi.
 
 Çocukluğumuzda seviyor sevmiyor diye yapraklarını kopartır, püf diye üflerdik. Musmutlu olurduk!
 
Avrupa ilaç yapmak için koruma altına alırken, bizim yaylalarımızda kendiliğinden doğal yetişiyordu. 
 
Sahi Karakavuk’a ne oldu?
Unuttuk mu, kuruttuk mu?
Parklaraki sarı bir çiçek mi sizin için? Papatyaları karışıp gitti mi yoksa?
Vefasızlık edip kökünü unuttuk. Bari çiçeklerinden çay yapıp içelim de boğazımız temizlenip, nefesimiz açılsın!
 

Yorumlar