Sevgiyle, huzurla ve
neşeyle dolmuştu gönlüm. Ben gülünce gülüyordu ȃlem. Ne zamanki ağladım,
yapayalnız kaldım. Herkes oldu ayrı bir ȃlem. Kimisi yakın dost idi, kimisi el
alem. Herkesin ağzında aynı türkü, ama herkes çalıyor ayrı bir telden.
Farklılıklar olmuş
ayrılık bahanesi. Herkesin kendi nefsi, kendisinin bir tanesi. Nefsini alan
geçiyor bir tarafa. Diğer insanlarsa “hooop” karşı tarafa. Herkes dağılıp
gidiyor, ama kimse gelmiyor benden yana. Bir virüs hakim oldu, sanki etrafa.
Yakıyor ayrılık ateşini, körüklüyor firakı. Adına siyaset diyorlar ama; yayıyor
gıybet, iftira ve yalanı. Yeniden tanımlamak istiyor, kendi tarafına göre
İslam’ı. Güya siyasetle terbiye edecek diğer insanları, yani karşı tarafı. Din,
vatan, millet ve bayrak bir oyuncak oluyor; siyasi menfaat için. Hep aynı şeyi
haykırıyor, hep aynı oyunu oynuyor. Unutmuş Allah’ın huzurunda duruş şeklini. Partisine karşı duruşuyla belirliyor, insanın
ahiretteki yerini.
Başarı diyor, huzur
diyor, özgürlük diyor. Vatan, millet, din var anlattıklarında. Refah vaad
ediyor dört bir yanda. Algı oyunları oynuyor meydanlarda. İnanç deyip inancı
hedef alıyor, ümmet deyip ümmeti. Millet deyip milleti hedef alıyor, devlet
deyip devleti. Tanımıyor hiçbir değeri. Bir harp çığlığı, bir kavga silahı, bir
düşmanlık ve saldırı gerekçesi olarak sunuyor; Rahmet dini İslam’ı. Parti
tüzüğü sanıyor, evrensel bir dinle gelen mesajı.
Ey, ümmet birliği
deyip; dinin önüne “bizden olmak” gibi büyük bir engel koyan hain virüs! Ey
dünya barışının gizli düşmanı! Ey sinsi şeytan! Ey siyaset!
Siyasetçinin görevi
insanların kalbindeki inanç olgusunu değil; devlet kademelerindeki idari olguyu
yönetmek. Terbiye siyasetle değil, eğitimle olur. Nefsini ıslah etmeden, mitinge
milyon insan da gelse; kimseyi ıslah edemezsin. Hakiki bir iman nefis terbiyesi
ile inşa edilir; siyasi sloganlarla değil. Senin en büyük icadın; siyasi
tarafgirlikle ifrat ve tefrite düşmüş, nefret haykıran kitleler oldu. Siyasi
tarafgirlik yüzünden, dünya nefisperest insanlarla doldu. Söyler misin Allah
aşkına, seninle kaç kişi huzur buldu? Kaç kişi sürekli mutlu oldu? Kaç kişi
doğru yolu buldu?
Senin tek derdin,
taraftarını arttırmak, yani insanlardan almak istediğin “oy” oldu.
Oy vermese bile, insanı
dinde tutar şehadet. Senin asıl bunu anlaman maharet! Çünkü ben; önce “İnsan”,
sonra “Müslüman”, sonra “Türk”, sonra…, sonra…, sonra… Ya sen?
Sanmaki bu tarafta
yalnızım ben. Benliğimi terkedersem ben, görürsün o zaman sen!
Yorumlar
Yorum Gönder