İZ ve ÖZ: Yusuf Avcu'dan İz Bırakan Özlü Sözler


İZ


Zaman, varlıkların yazıldığı bir sayfadır.  

***

Yanlış anladık Rabbim! İlaçları çocukların ulaşamayacağı yere koyacaktık, Kur’an’ı değil…

***

Şu dünyada huzuru bulacak değilim. Senin huzurunda eğilir, huzuru senden beklerim.

***

Gecenin karanlığında, sevenlerin sevdikleriyle başbaşa kaldığı anda, işte tam da o anda olmak istiyorum huzurunda.

***

Dünyanın yalan olduğuna inanmayan, resmin gerçek tarafını bulsun!

***

Güneşi beklerken güneşe benze ki; doğunca güneş, aydınlansın alem.  

***

Kul hakkı; sadece bir kulun değil, kuldaki Allah’ı tesbih eden yetmiş trilyon hücrenin hakkıdır.

***

İçimizdeki boşluğu, rahmetinle doldur Allah’ım!

***

Hayır da Sen’den, şer de Sen’den. Çaresiz kaldığım yerde, elbet açarsın bir perde. Çağlatırsan dert pınarını, dermanın deryası Sen’de.

***

“Ala Geyik” benim! Başka bir rüya görün...

***

Bazı duygularıma dünya bile yetmiyor, bazılarına ise bir damla çok geliyor.

***

Yanıldım! Herkesi adam yerine koymamalıydım. Adam alışkın değil, yerini yadırgıyor.

***

Namaz haricinde boynumuzu büktürme Allah’ım!

***

Toparlanın! Orta Asya’ya geri dönüyoruz. Her şeye yeniden başlayacağız. Bu nesil olmamış!

***

Ellerini uzatsan olacakmış sandığın anda, hayatın her zaman saçma bir planı vardır.

***

Fukaraya “Evine hırsız girdi” demişler; “üzerine kitleyin kapıyı, açlıktan ölsün mendebur” demiş.

***

Aynaya bakınca kendini bulamayanlar, ben kimim diye Facebook’a soruyorlar.  Ne garip değil mi?

***

Karnı aç olan doyana kadar yer, gözü aç olan ölene kadar. Gözünüzü toprak doyursun!

***

Mevlam senden gelene, gelmeyene, ne şekilde belirlemişsen kaderime ve bu oyundaki biçtiğin rolüme; yürekten kocaman bir eyvallah!

***

Of off! 1400 yıldır orucu bozan şeyleri öğrenemeyen halka, ülkenin tehlikede olduğu  nasıl anlatılır!

***

Maskeniz belli, yüzünüz belli. Maskeli balonun yüzsüzleri.

***

Allah'ım! Dönüşü olmayan yollarla, halden anlamayan kullarla ve içimize ağır gelecek yorgunluklarla imtihan etme bizi.

***

Ölmeden önce okunması gereken 100 kitap arasında Kur’an-ı Kerim niye yok!
Ahirette Victor Hügo’nun Sefiller”inden mi soracaklar!

***

Yüreği daralmış kullarına ferahlık ver ya Rabb’im!

***

Ceylan aşiretlerinin temsilcileri, çitayı arslana şikayete gelmişler!

***

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir. Ya ateş?

***

Sağlığınız, neşeniz, ağzınızın tadı, çayınız birde muhabbetiniz bol olsun ki; hayatın acılarını unutabilesiniz

***

Arkası kesilen su; canlı akar, öyle canlanır ki coşar da coşar.

***

Ortadoğu'dan uçağa biniyorsun. Dört saat sonra Hollanda'da inip, tam 400 yıl ileri gidiyorsun. Al sana zamanda yolculuk!

***

Biz hep böyleydik. Hep böyle yaşadık hayatı. Hep ölümün kıyısında, hep yer ile gök arasında.
Umuda bile umut olduk, en imkansız uçlarda.

***

Kanadı kırık bir kırlangıçsan, yer çeker, gök iter seni. Nereye ait olduğunu bilemeden bekler durursun berzahta.

***

Her derdi içinize atarsanız, ayağa kalkamazsınız. Derdiniz derya olur, yerde bile yatamazsınız.

***

Ülke olarak başımıza gelenleri hak edecek ne yaptık? Ekmek kırıntısına mı bastık? Gece tırnak mı kestik? Ateşe su mu döktük? Neyin bedeli bu yaşananlar?

***

Biz saf bir kömürdük. Şiddetli basınç ile elmasa dönüşecek; yani çok dayanıklı ve çok sert olacaktık. Ölçüsüz basınç ile hiper elmasa dönüştük! İnanın, bu kadarını biz de beklemiyorduk

***

            Titanik buz dağına çarptığında, içeridekiler hala zevk sefa içinde dans ediyorlardı.

***

Bir insan, bir robot, bir cin, bir melek bir araya gelmişler. Cahil müslümana dini öğretememişler.

***

Sonbaharda dökülen yapraklar gibi, bizim de içimizi kurutan dertlerimizi, sıkıntılarımızı dök Allah'ım!

***

Doğuştan gelen bir zaafım var. Her gördüğümü insan sanıyorum. Çok acımasızsın diyorlar sonraları. Ben vicdanımın sesini dinliyorum. Merhametsiz olana merhamet etmiyorum.

***

Bayramda dedesini aramayanlar, internette dedesinin dedesini arıyorlar. Çok garip!

***

Hayat sınavı işte! Tarih soruları beklersin, nükleer fizik soruları çıkar.  Kaderi suçlama, suçlu sensin. Ya çok acele ettin,  ya da çok geç kaldın. Hepsi bu.

***

At gözlüğünü moda zanneden sabit fikirli insanlardan uzak durun ki, hem diliniz hem kafanız rahatlasın.

***

Sanat seçkin bir dildir. Onunla insan, kâinattaki tüm varlıklarla konuşur, derin manaları anlar, hikmetleri kavrar. Bu dili herkes öğrense problem kalmaz.

***

Bülbül ile gülün arasındaki duygu seli kadar canlıdır, şair ile gülün arasındaki hisler. Fakat şair anlar ki; bir yüce Zat vardır gülü açtıran, bülbülü öttüren, şairi söyleten.

***

İnsanlar arasındaki uyuma en güzel örnek ebru sanatıdır.

***

Allah’ın kemal ve cemalinin, yani güzelliklerinin ve güzel sıfatlarının izlenebilmesi amacıyla, numune ve gölgelerin yansıdığı bir aynadır dünya.

***

Ressamın asıl gayesi, maddenin ardındaki mana sırrını keşfetmektir.


***

Edebiyat sözleri sevimli hale getirir.

***

Hat sanatı harflere bir ruh verme gayretidir

***

Papatyaların koparıldıktan sonra koptuklarını biliyor muydunuz? Garip şey! Bir ölüm bu kadar güzel kokar mı?

***

Yolculuğun yönü memleket olunca, insanın ruhu bedeninden önce uçuveriyor.

***

Bakış açısını düzelten insan, şimdiye kadar görmediği güzellikleri görür.

***

Nefis isimli sinsi düşman. Öfke ve şehvet gibi ağır silahlarla dolaşıyor içimizde. Seraplar görerek kurtuluşu hayal etmek bile çok zor!

***

İnsan, biri sonsuz bir düşüşten ibaret olan, diğeri sonsuz bir yükselişten ibaret iki yol içeren bir imtihan dünyasına atılmıştır. En aşağıya da düşebilir, en yukarıya da çıkabilir.

***

Ey insan! Aslın, ilk yaratılışta Azrail’in dünyadan emanet aldığı bir toprak. Yani yürüyen ve konuşan bir topraksın. Sen ölünce o emanet geri iade edilmiş olacak.

***

Kendi vücudundaki müthiş mimarlığı ve eşsiz sanatı göremeyen insandan sanatçı olmaz.
Allah’ım! Ruhumuzu cesedimize, kalbimizi nefsimize, aklımızı midemize hâkim eyle.

***

Hayat, ruh ve beden arasındaki cekişmelere sahnedir. Ruhun ve bedenin aslına dönmek isteyerek mücadele etmesi, sonuçları itibari ile insanı Esfel-i safilin ile Ahsen-i takvim arasında bir noktaya yerleştirir.

***

İnsan bedeninin yaşaması için koca bir kainatı var eden Allah; insan ruhunun tatmini içinse iman, ilim, ibadet ve marifet gibi vazifeler vermiştir.

***

Mevla; hem kainatı, hem ruhumuzu, hem de cesedimizi okumamız gereken bir kitap hükmünde yaratmış. Bunu ancak düşünerek, tefekkür ederek yapabiliriz.

***

Her insan içinde bir çekirdek taşır; taşıdığı çekirdek ne ise onu büyütüp yeşertme hayali kurar, onun peşinden koşar durur.

***

Bilinçaltı toprak gibidir. Düşünceler de tohum. Bu yüzden ne ekersek onu biçeriz. Nasıl yaşarsak öyle ölür, nasıl ölürsek öyle diriliriz.

***

Eğer ruhun, aklın ve kalbin hakikat bilgisi ve iman ilmi ile dolu ise; en zor ve tehlikeli zamanlarda, en bunaltıcı ve sıkıcı anlarda bile iyimser olabilirsin.

***

Kalbimiz yalnız hazır bulunduğu günden önce ve sonrasına bakar. Ruhumuz ise, bir sonsuzluk yolcusudur.

***

Hayata iyimser bak!  Ancak iyimser bakıştan gelen enerji ile olaylara tekrar iyimser bir yön verebilirsin. Yeniden dirilir, yeniden şahlanırsın!

***

Hucrede insanı, insanda alemi bulursun. Alemin ya da kainatin sirlari tek noktada, birlik noktasinda toplanmis.

***

Kâinatı anlamsız ve tesadüften ibaret olarak görenler, her şeyden rahatsız olup azap ve sıkıntı çekerler.

***

Allah’ın her işinde bir güzellik, estetik ve bir sanat vardır. Senin zihninde beliren çirkinlik görüntüsü, senin eksik ve yetersiz ilminden ve zayıf muhakemenden kaynaklanır.

***

Rüyanda tıka basa yeyip içsen, yediklerinden ve içtiklerinden tatmin olup, lezzet alsan neye yarar. Uyandığın an karnın zil çalmaya devam edecek.

***

Ne her insanın göz, kulak, el, ayak gibi ana hatları ile birbirine benzemesi tesadüf; ne de ana hatları benzediği halde detay hatlarının kesinlikle farklı olması bir tesadüf.

***

İnsanın ruhu güzeldir, o ruhun elbisesi olan bedeni güzeldir, bir irfan meşalesi olan aklı güzeldir. Allah’ın varlığının şahidi olan vicdanı güzeldir. Dimağı güzeldir. Konuşması ve ifadesi güzeldir, düşünmesi ve hayali dahi güzeldir. Daha ne istersin!

***

Dünya ile hücre, kâinat ile insan aynı özellikleri taşıyor.

***

Arefe günleri bol bol ihlas okuyalım ki; kibir, kin, nefret, haset, gıybet, riya, iki yüzlülük ve yüzsüzlükten çlmesin insanlık.

***

Hücrede insanı, insanda âlemi bulursun. Alemin sırları tek noktada, birlik noktasında toplanmış. Kalbinde saklanmış. Bul onu!

***

Bebekken dar anne karnında bırakmayan Allah, bu dar gelen fani dünyada da bırakmayacak. Daha güzel bir aleme gideceğiz.

***

Dünya anne karnından ne kadar büyükse öldükten sonraki dünyamız da o kadar büyük ve güzel olacak.

***

Yediğin her bir yemek, doğada dağınık bir unsur iken, senin vücudundaki en küçük zerrelere varıncaya kadar şaşmadan varıyor, ama sen varman gereken menzile varamıyorsun Ne acı!

***

Her insan; siması, beden ve ruh yapısı, vücudunun işleyişi, duruşu ile Allah’ın isimlerini yansıtmakla vazifeli, bin bir boyutlu ayna gibidir. Aynaya iyi bak göreceksin!

***

Ey her gün aynalara bakıp duran insan! Aynaya manasız bakarsan, görürsün ancak fani bedeni. İyi bakarsan bulursun bütün âlemleri halk edeni. O halde, al bir ayna ol bir ayna!

***

Kalp, vicdan, akıl, rüya, hayal, zihin ve nefis; senin içine yerleşmiş, kabloda dolaşan fakat görünmeyen elektrik misali enerji kaynaklarıdır. Doğru kullanmazsan çarpılırsın.

***

Mazluman bedduası Arz’ı,  duası kainatı titretir.

***

Zaman, varlıkların yazıldığı bir sayfadır.

***

Yeterki dua et. Ayla yüzünü, Güneş’le gönlünü, yıldızlarla dünyanı aydınlatır Allah. Bir de bakmışsın; koca bir kutup yıldızı, Hilal-i Ahmer olmuş koşuyor yardımına…

***

Kibiri tavan yapan insanın, egosunun sponsoru  şeytan olur.  Ne kadar aciz olduğuna bak, kibir de ego da yok olur.

***

ÖZ


Aklım firarda, kalbim buruk, ruhum azapta, gönlüm dertli, bedenim yorgun. Yardım et Rabbim! Hayaller durgun, hatta umutlar bile solgun.

***

Ne geçen zaman önemli, ne de dünyanın bin bir hȃli. Kul olması gereken benim, hȃl olması gereken ben. Gerisi yalan…

***

İçimde saklı olsa da karanlığın tohumu, içimden doğuyor aydınlık.

***

Ne geçmişimde sorun var, ne de gelecek zamanda. Kurtulmalıyım geçmişin hamallığından, geleceğin ağırlığından. Benim derdim yaşadığım anda.

***

Öyle garibim ki; şefkat duygumu yetim bırakmışım, merhamet duygumu öksüz. Sakız gibi çiğnemişim, insafsızca dişlemişim, ezip geçmişim içimdeki mazlumu. Vicdan terazim mi kırıldı, fıtratım mı bozuldu, ne oldu bana?

***

Gurur seline kapılıp kibir uçurumundan düştüm. Vicdanım önünde eğemedim boynumu, nefsimin önünde yerleri öptüm.

***

Çile kokluyorum gül niyetine, sabrı tadıyorum bal yerine.

***

Lafa gelince Hz. Ömer gibi, icraate gelince turist Ömer gibi olmayın!

***

Kalk gidelim yiğidim! Her yeni yıl, yeni bir umudun olsun!

***

Boşuna saate bakıp durma! Geçip giden zaman değil, ömürdür!

***

Denizi geçmek için, dalgaları ilk önce karşına, sonra da arkana alacaksın.
Dalgaların altındayken nefes tutmasını, üstündeyken nefes kesmesini bileceksin

***

Keşke bazı insanlar suya düşse, o suyu inek içse, o inek dağa kaçsa, o dağ da yansa bitse kül olsa!

***

Üzülme nefsim! Çarpık odundan da düzgün ateş çıkar.

***

Hedefini öyle bir yarıp geç ki, engeller sana zırh olsun!

***

Allah senin bazı planlarını yıkar, planların seni yıkmasın diye.

***

İman yoksa kalbinde; dünyaları kazansan, bulur seni bela, dünyaları kaybetsen olur sana bela. Dünyayı terk etsen yine bela!

***

Senin sesin güzeldir. İki çay söylesene!

***

Ellerini uzatsan hemen olacakmış sandığın anda, hayatın her zaman saçma bir planı vardır.

***

Ölüler toprağa gömülür, hatıralar yüreğe.  Toprak mı vefalı, yürek mi vefalı bilmiyorum.

***

Sen yine de susmayı seç! Konuşur kırarsın, kırıklar sende esaret olur. Susar kırılırsın, mahşerde günahına kefaret olur.

***

Birlikte sonsuz bir cennet hayali olmayanların ve cenneti birlikte kazanma derdi bulunmayanların; sevgiden ve aşktan bahsetmeleri, bu dünyadaki en büyük sahtekarlıktır.

***

Birlikte kurulan bir cennet hayali uğruna çekilen çileler; aşka karşı sadakat, sevgiye karşı vefa ve dünyadaki en büyük fedakarlıktır.

***

İçime sığmayan, dilime gelmeyen dualarım var. Kabul et Allah’ım!

***

Hınzırın en azılısı, hızını alamayıp uçurumdan yuvarlanır. Kaçtı diye üzülür avcı. Ama dom dom kurşunu kar kalır. Leşini akbabalar yesin, adam olana haramdır.

***

Ülkede keriz bitmeyince kriz bitmiyor gardaş!

***

İnsan vardır; senin suyunla temizlendiği halde kendini çeşme sanır.

***

Kendinizi küçük görmeyin! İnsan küçük bir cisim olsa da, büyük âlemleri içine alacak kadar büyüktür.

***

Yine aynı şey oldu! Adam yerine koyduklarımı koyduğum yerde bulamıyorum.

***

Bencil olmayacaksın! Bakınca, aynı anda göreceksin, dünyanın bin bir rengini.

***

Herkes koyun olunca, üç beş uyanık çıkıp bir çiftliğe sığır olmuşlar. Çok mu?

***

Biz ormanlar kralıyız aslanım! İte, çakala verecek canımız yok! Aslan ısırıp bırakmaz, parçalar unutma!

***

Siyasilerin düğünü seçimdir. Düğün aceleye gelmişse gelin hamiledir.

***

Siz, diz çökmüşsünüz. Gözünüze, o yüzden büyük görünüyorlar. Artık ayağa kalkın!

***

Dünü gömün toprağa ki, yarınlarınız çiçek açsın

***

Zamanında bana karşı duranlar, namus kasanlar, içini kusanlar, sonra yutanlar, bulandırıp, sonra kaçanlar; sıradaki şarkı size gelsin!

***

Dünyaya tersten bakma! Bakış açısı çok önemli. Yoksa yerde sürünürken bile düşmekten korkarsın.

***

Dürüst insan incindiği zaman bir daha hiç konuşmaz. Yalancı insan haksız da olsa hiç susmaz.

***

Dünyadaki kaosun nedeni; sevilmek için yaratılan insanın kullanılması, kullanılmak için yaratılan eşyanın ise sevilmesidir.

***

Birgün herkes çevrim dışı olacak! Ve mezar taşından bir ses yankılanacak. Biz de gezerdik siz gibi siz de geleceksiniz biz gibi.

***

Menfeaatçiler huysuz kuşlara benzerler. Aşağıda elinizden beslenir, uçarken üstünüze pislerler.

***

Arı gibi olacaksın. Anın içinde ölmeyen çiçekleri bulacaksın. Onların özünü alacak, balını ondan yapacaksın.

***

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Ancak kardeşçe yaşamayı bir türlü öğrenemedik!

***

Gez ve kimseye söyleme! Mutlu ol kimseye söyleme! İnsanlar güzel şeyleri mahvederler

***

Üç yüz bin atlı, kılıç koymamak azmiyle kına; doludizgin koşuyoruz, akından akına!

***

Bana yeni düşman lazım, eskiler hayranım oldu da

***

Farklılıkların denge noktasını bilirsen, farklılıklar sanata dönüşür.

***

Kainatın ve insanın mayası sevgidir. Hayatının sırrı; içindeki sevgiyi neye, kime ve nereye kullanacağında saklıdır. O sevgidir insana emanet olan!

***

Bir gün, bir kapı açılır.  Ve sen tüm kapananlar için şükredersin!

***

Bitti dediğin anda ömrünün geri kalan kısmı başlar. Sen yeterki bitenlerin değil başlayanların kıymetini bil.

***

Ey insan! Her istediğin olsaydı, buranın adı Dünya değil, Cennet olurdu.

***

Nefisler alim olmuş, ruhlar kalmış cahil..

***

Televizyonlarda cahiller öterse, millet fara tutulmuş tavşana döner.

***

Tefekkür edin! Çnkü tefekkürle hakikate ulaştıran bir yol  bulacaksınız içinizde. Kuralları Kur’an, kaynağı vicdan olan. O yol ki; İnsandaki sanatın yorumu. O yol ki; Acz, fakr, şevkat, şükür ve tefekkür yolu.

***

Siyah gözlüklerle karanlık bir dünya görmektense, gözlerimle renkli bir alem görmeyi tercih ederim.

***

Sürekli nöbet tutun! Kalbinizde, tam da temiz kanla pis kanın ayrıştığı yerde. Hayatınızdaki herşeyi oradan yönlendirin. Dünya Cennete dönsün.

***

Günümüz insanının bilgiye ihtiyacı kalmamıştır. İnsanların uygulama sorunu vardır. Bilgi yönetimi yanında "uygulama yönetimi" ele alınmalıdır.

***

Neyi düşünür, nasıl yaşarsanız onu çoğaltarak kendinize çekersiniz. Neye inanırsanız onu yaşarsnız. Şiddete karşı olan şevkat için çalışmadıkça şiddet hız kesmez.

***

Hayat, insanın bir yükseliş hikayesidir. Cennete ulaşabilmek için, dünyayı cennete çevirme gayretidir.

***

Ya Rab! Hâlimiz Sana ayan; dün ayrı bir isyan, bugün ayrı bir isyan, ne iradelerimizde fer kaldı ne de dizlerimizde derman. Her şeye rağmen kararttığımız kaderimiz Sen’in elinde, Liyakatimize göre değil, istihkakımıza bakarak ne olur, sun ihsan üstüne ihsan, ey dertlerimize derman!

***

Çok fazla düşünmeyin, cevaplar hiç beklemediğiniz bir anda gelecektir.

***

Dünyayı şehvet ve heveslerin için bir oyun alanı olarak görürsen, Cennet’te saklambaç oynamak dururken, Cehennem’de ateşle yakar top oynarsın.

***

Sen; hem “insan” ismiyle inşa edilmiş bir “sanat eseri”, hem Ahsen-i takvim sırrı ile manalandırılmış “insan” isimli bir sanat hem de “insan” sanatını icra eden bir sanatçı hükmündesin.

***

Sana huzur veren, moralini ve ümidini arttıran güzel şeylere bak, güzel şeyleri düşün, güzel şeyleri hayal et. Keder ve üzüntü veren, moralini bozan, acı çektiren kötü şeylerle aklını, fikrini ve hayalini meşgul etme.

***

Bak dostum! Sanat insanın yüzünde. Sanat insanın gözünde. Sanat insanın sözünde.

***

Hayırdır kardeşim! Allah; her insanı en güzel surette, değerli bir eser ve ayrı bir alem olarak yaratmış. Haşa yaratan Allah’ı mı, yoksa eserlerini mi beğenemedin!

***

İnsanların birbirini sağcı, solcu, dindar, dinsiz gibi etiketlerle yaftalayarak farklı kutuplara gitmesinin temel nedeni; güzel görmemesi, güzel düşünmemesidir.

***

Bir irade, bir kanun ve kader isimli ilahi bir programla kurulmuş ateri oyunundaki karakterler gibiyiz.

***

Tırnağı,  kılı, kanı, teni, GEN’i, DNA’sı ve parmak izi bile farklı milyarlarca insan var; yine de sen kendini bir halt sanırsın.

***

Her bir birey kendisini “Hakiki İnsan” yapabilmek için uğraşmaktadır. İşte “hakiki insan” olabilme,  Allah’ın istediği gibi bir kul olabilme adına icra edilen şey “insan” denilen sanattır. Kul, insan demektir. O halde, kul olma sanatının adıdır insan.

***

Görme, işitme, koku alma, tat alma ve dokunma duyuları ile insanın dışını beş duyu ile donatan Allah; akıl, kalp, ruh,  vicdan ve manevi latifeler olmak üzere içini dahi beş duyu ile donatmıştır.

***

İnsan, maddi ve manevi mahiyeti ile “çocuk” isimli öyle bir sanat harikası ortaya koyar ki, hiçbir fabrika insan gibi dönüp kendisini üretemez.

***

İnsanı kendi kıymetini kendisi belirler. Kendi gayret ve çabaları ile kendi değerini ya yükseltir cennetlere layık bir hale getirir, ya da düşürür cehennemlere layık değersiz bir madde haline getirir.

***

Asrımızda en çok ihtiyaç duyulan "nasıl güzel düşünürüm" temalı projeler üretmektir.

***

İnsan bedeni itibariyle madde âleminde; ruhu itibariyle melekler âleminde; zatı ve vasıfları itibari ile esma ve sıfat âleminde yaşar.

***

Hayatınızın bir anlamı ve amacı olmalı. Hayatı beslenme, barınma ve üreme çerçevesine sıkıştırmayın.

***

İnsan,  evrenin küçük bir modeli, yani küçültülmüş bir halidir. Evren insan sevgisi için, buna karşılık insan da Allah sevgisi için yaratılmıştır.

***

İç içe kenetlenmiş kainat sistematiğin kalbinde yer alan insan, kâinatın “ego” isimli anahtarını da elinde tutan bir varlıktır.

***

Evrenin haritası insana takılmış, hatta anahtarı da insana verilmiş.  Ama hala nereye gideceğini bile bilmiyor zavallı.

***

Bir odun yanınca yok olmaz; odun yanar kül olur, ışık olur, ısı olur, duman olur ama yok olmaz. Bir çeşit enerji olur. İnsan da öyledir. Ölüm yok oluş değil ki!

***

Trilyonlarca hücrenin oluşturduğu insan, bir yönüyle trilyonlarca insan gibi; milyarlarca insanın oluşturduğu âlem, bir yönüyle milyarlarca âlem gibi.

***

Binlerce his ve duygu penceresi bulunan insan, bu pencerenin her birisi ile farklı âlemlere yelken açar. Bedeni zindanda iken, hayalen bütün dünyayı gezer.

***

İnsandaki yetenekler ve duyguların her birisi, farklı bir âleme açılan birer penceredir. İnsan bu duygu pencereleri ile o âlemleri seyreder, iletişim kurar.

***

İnsanda fıtratına koyulmuş öyle yetenekler ve duygular var ki, insanı kâinat kadar geniş yapan işte bu değerlerdir.

***

Kâinat ve insan; boyut ve hacimleri farklı, içeriği aynı olan iki eşit kitap gibidir. Kainatın yazıları büyük olduğu için ebadı da büyük, insanın yazıları küçük oluğu için ebadı da küçük.

***

Ah şu kalbim! Öyle kuvvetli duygularla donatılmış ki; el attığı herşeyi bir karadelik gibi bütün kuvveti ile yutmak istiyor.

***

İnsanı kâinatın küçük bir modeli olarak yaratan Allah, insandaki kalbi de insanın küçültülmüş bir modeli gibi yaratmış.

***

İnsanı kâinatın küçük bir modeli olarak yaratan Allah, dünyayı da ahiret hayatının küçük bir modeli gibi yaratmış.

***

İnsanın ruhu elinden alınınca, kimyasal atıkları yani kemikleri ve etleri tekrar toprağa dönüşür. İnsanı canlı kılan ruhdur. Çünkü ruh, bir sonsuzluk yolcusudur.

***

Ey insan! Sinek kadar küçük, ya da dünya kadar büyük uçak yapamayacağını anladığın halde, Allah’ın sanatını görüp acizliğini niye anlamazsın!

***

Kurt sessiz, kuzu sessiz. Canavardan hiç ses yok. Cır cır böcekleri de sustu. Tilkinin yuerinde yeller esiyor. Yani ormanda büyük bir sessizlik… Kimseden çıt çıkmıyor. Farkındalar anlaşılan. Aslan geri geliyor…

***

İniş de kalkış da her zaman zordur. Hayatın cilvesi bu.

***

İncil’in ilk emri “Sev”, Tevratın ilk emri “Yaşat”, Kur’an’ın ilk emri “Oku”. Hristiyan sevmedi, Yahudi yaşatmadı, Müslüman okumuyor. Sonuç; din(i)dar insan terörü.

***

Ne ezanlar okunuyor, camiler bomboş. Müslümanlar hala ıslık derdinde.

***

Eskiden baş örtüsünden dolayı mağdur olan kızlarımız vardı. Şimdi ise kızlarımızdan dolayı mağdur olan baş örtüsü var.

***

Birgün; Güneş’i doğduğu yerde karşılayacak, Güneş ile birlikte doğacağız.
O gün; bozguncuarın, fitnecilerin, zalimlerim ve şeytanlaşmış insanların gördüğü son gün olacak.
Güneşin doğup battığı her yerde olacak, ay olup yıldız olup Güneş’in battığı yerden Güneş gibi doğacağız.

***

Allah’ım! Çiçekli yollardan gelmek isterdim sana. Ama hep dikenli yollar düştü bahtıma.

***

Kimi kılı kırk yarıp kul hakkından yırtıyor, kimi ise kul hakkı yemek için kendini.

***

Bir hüzün gurbetidir dünya. Bir uçurtma gibi, nefsin isteklerine karşı koya koya yükseliyorum ufuklara. Yorsa da kaderin senaryoları, çarpsa da hüzün dalgaları; bekleyeceğim vuslatı. Şeytana inat, geçeceğim sabır denen sıratı.

***

Bazen bir hüzün takılıyor ayaklarıma, sevgim bile dert oluyor, bir özlem yakıyor yüreğimi. Bazen de yalvarıyorum dua dua, ama dileklerim gelmiyor bana. Dahası sığamıyorum içine, yoruyorum bedenimi. Duygularım, birkaç beden büyük geliyor bana.

***

Sabrın zehrini içeceksin damla damla. Gözyaşların özgür bırakıp, duayla sileceksin gözünü. Kaygılarını şükür ile dağıtıp, korkularını sabır ile korkutacaksın.

***

Sevgin düşerse şehvet ateşine, cismaniyette kaybedersin aşkı. Kalbine kezzab içirip, ruhunun kolunu kanadını kırarsın. Sonra olur dil isyankȃr, hatta olur hȃl isyankȃr. 

***

Yorumlar