Bir İBRİK, Bir LEĞEN

 


Bir İBRİK, bir LEĞEN
 
Ne yaz fark ederdi, ne kış. Ne sıcak fark ederdi, ne soğuk, ne yorgunluk, ne de uyku.
 
Tabure yerde, leğen önde, ibrik geldi mi, havlu nerde? Yitişmeye ne gerek var, her iş sırayla çocuklar! Biriniz tutarsınız ibriği, biriniz hazır etsin havluyu, birinizin nasibi de leğen, yani abdest suyu. 
 
Abdest almaya niyet etmişsen, önce gideceksin Muyar’a, getireceksin suyu. Yakacaksın ocağı, ısınacak su. Dağılacak gaflet, açılacak uyku. Ve beş vakit hazır duracaksın. Kulağın ezanda, elin suda, dilin duada, kalbin huzurda olacak. 
 
İyi de nere gittin be leğen, nerdesin be ibrik! İbrikçiye ne oldu? Havlunun oyası da yok. Manaya ne oldu? Oysa su akan musluklarımız, gazlı ocaklarımız, padişahlardan daha rahat yaşayan evlatlarımız var. 
 
Oysa suda ne manalar gizliydi. Az bir örnek ibrikle gelirdi. Sudan halk olmuş insan yine suyla temizlenirdi. Dervişler, bir ellerinde seccade bir ellerinde ibrikle gezerdi. 
 
Rahata erdik, ama huzura eremedik. Müslümanız dedik de abdest alıp gelemedik. 
 
Ne oldu bize? Nerde kayboldu mana? Oysa müzelerde baş köşelerdeydi ibrikler!
 
Niyet de mi sorun var, bozuldu mu niyetler? 
 
Hey gidi leğenler, hey gidi ibrikler…
 
Yusuf Avcu

Yorumlar