Kaygış, Gavur Mezeri ve Kelsu Yitik Göl Efsanesi

 


Kai-Guş, Kai-Kaş, Kai-Kuş, Kai-Kas, Kai-Guz, Kai-Uz gibi fonetiklerine baktığımızda Oğuz’un Kayı oğullarının yeri anlamına geldiği anlaşılır. Oğ-Us (Oğuz) adının sıkışmış halinde bir Gus-Kuş vardır; Gus, Kuş, Kaş, Gas, Koz, Kiz, Kis, gibi guş, kiş, gaş; Kaş-gar adında bulunur. Guş-ka-uri. Uligass; Ilgaz gibi. Kaş-Kai adının dönüşümünde Kau-Kas yani Kafkas da vardır.

Homanid savaşlarında bu bölgenin ve ekilip dikili arazilerin çok zarar görmüş olması ve burayı savunmak için ölen askerlerden dolayı Kai-Gış olarak, yani Kayı’nın Kışı manasında adlandırılmıştır. Orada yaşananlar bölge halkı için çok sert geçen kış mevzimi kadar zor olmuştur. Yani “Kayı Oğulları’nın Yeri” manası yerini “Kayı Oğulları’nın Kışı” manasına bırakmıştır.

Homanidler (Huma / Umay inanışlı Türkler) döneminde Karalis  (Beyşehir) Gölü’nün batı kıyısındaki kabileler, oradaki geçidi serbest bırakınca Roma askerleri Karalis Gölü’nün güneyine doğru inmişlerdir. Humanidlerin savunma hattında oluşan bu gedik, Roma ordusunun Gembos Ovası girişi ve Gencek Gökbel ve Gencek Asar Kalesi’ne kadar yaklaşmalarına neden olmuştur. Ancak bu geçitlerden ilerleyemeyen Roma askerlerinin, Akçabelen tarafındaki düz ovalık arazi üzerinden ilerleyerek, Gencek Ermilit mevkiine kadar ilerledikleri anlaşılmaktadır. Onları geciktirmek ve yönlerini değiştirmek amaçlı ilk karşılayan ve ilk çarpışmalarda ölen bazı Homanadalı (Gencek) askerlerin mezarları Kaygış Gavur Mezeri mevkiindedir.

Bölgede bir çelce içinde Gavur Mezeri denilen eski bir mezarlık bulunmaktadır. Gavur / Gav-Ur, Kav-Ur, Ur/ Uz/ Oğuz Mezeri demektir. Gav ağaç kovuğu, kıpçak demektir. Oğuz’un Ağaç Kavuğu demektir ki tam manası Kıpçak Mezeri olur. Eski zamanlarda definecilerin talanına uğramıştır. Halen mezar kalıntıları vardır. Ekilebilen arazilerinin ortasında, daire şeklinde bir çelce olarak kalmıştır.

Kelsu; Kel-Su, Kel-Deniz yani Küçük Göl manasına gelir ki toprak yapısı incelendiğinde o bölgenin eskiden su altında olduğu anlaşılmaktadır. Su gelen yer manasına da gelir. Homanid Savaşları sırasında geçit vermeyen dağlardan ilerleyemeyen Roma askerleri, bu alandaki geçebilecekleri tek güzergah olan Kelsu mevkiindeki gölün doğal oluşumuna sebep olan Akçabelen tarafındaki toprak tepeyi açarak gölü kurutmuşlar ve ondan sonra buradan ilerleyebilmişlerdir.

Doğal set ve doğal kale durumunda olan dağlık arazilerden ilerleyemeyen Romalılar’ın küçük gölün kurumuş arazisinden ilerlemeleri Sarı Kıpçak kökenli Homanidler için “Kelsu Yitik Göl” olarak adlandılmıştır. Yani hem suyu çekilen göl yitip gitmiş, hem de arazisi elden gitmiştir. Dahası düşman birlikleri Ermilit bölgesine kadar ilerleme imkanı bulmuşlardır. Elbette bu ilerleyiş hemen ve kolay bir şekilde olmamıştır. Zira buradan ilerleyen Romalıları karşılayan Homanada askerlerinin mezarları yine bu bölgededir ve Gavur Mezeri (Kıpçak Mezeri) olarak adlandırılmıştır. Günümüzde ise halkımız “Gavur” kelimesinin yanlış kullanımından dolayı bölgeyi inançsız bir topluluk mezarı olarak görmektedir. Oysa Kıpçak yani Türk mezarlığıdır.

Yorumlar