Göbek Deliği: Zamanın Rahimden Kalan Kapısıdır
Hızır zamanın sırlarına dokunan bir rehberdi.
Ama zaman yalnızca saatlerle değil, insanın içindeki noktalarla ölçülür.
Ve işte o noktalardan en az bilinen ama en çok sır taşıyanı göbek deliğidir.
Zamanla irtibatımız rahimle başlar.
Anneden gelen bağ, göbekten geçer.
Ve zaman içimize akmaya başlar.
İlk nefes, ilk ses, ilk duygu,
hep bu merkezden içimize siner.
Göbek bağı kesildiğinde doğum başlar.
Ama o iz kalır. Çünkü göbek deliği, zamanla beden arasındaki ilk kapıdır.
O kapı hâlâ açık.
Oradan duygular geçer, enerjiler akar, bağlar kurulur.
Nazar da oraya dokunur,
vesvese de oraya sızar,
rahmet de oradan iner.
Namazda elin göbek üstüne konulması,
zamanın zararına karşı bir korumadır.
Kalp ile sema arasında kurulacak irtibat için, bedenin en eski zaman kapısı muhafaza altına alınır.
Çünkü göbek deliği; rahimden zamana geçişin mühür noktasıdır. Ve o mühürle korunmayan, zamana savrulur.
Hızır, zamanı koruyandı. Sen ise merkezini korumalısın. Göbek deliğini ihmal eden, kendi zamanından kopar.
Göbek Merkezi: Enerji Bedenin Kalbi ve Kaderin Düğümlendiği Nokta
İnsan yedi enerji katmanından meydana gelir.
Her katman bir renk, bir duyu, bir rezonans taşır.
Ve her enerji katmanının bir çekim merkezi vardır.
İşte bu merkezlerden biri, hatta en kritik olanı göbek merkezidir.
Bu bölge, nefsi levvâme katının karşılığıdır.
Yani iç sorguların, iç savaşların, vicdanın, gelgitlerin başladığı noktadır.
İnsan burada karar verir:
Aşağıya mı yönelecek, yukarıya mı yükselecek?
Duygu burada düğümlenir.
Vesvese burada dolaşır.
Çünkü bu bölge, hem iç hem dış alemlerle enerji bağı kurar.
Vagus siniri bu noktadan geçer.
Yani zihni etkileyen duygular,
mide merkezinden beyne doğru çıkar.
Üzüntü oraya vurur. Heyecan oradan doğar. Bağ oradan kurulur, bağ oradan kopar.
Göbek deliğinizi mutlaka kapatınız.
Çünkü göbek merkezine yönelen nazar,
aslında ruh enerjisini hedef alır.
O yüzden duygusal zafiyetler burada başlar. Ve oradan yükseltilmeyen enerji, yukarıya çıkamaz.
Namazda göbek altına konan eller,
aslında enerji mühürleme hareketidir.
Ruhsal savunma, zihinsel denge ve kader akışının
olması gereken hat üzerinden yönlendirilmesidir.
Göbek deliği, kaderle karın arasındaki enerji boğumudur. Kapat ve koru onu!
Yönlendir onu. Zikrinle, niyetinle mühürle onu. Çünkü kader, göbekten çözülür. Ve hakkın izniyle oradan yazılır.
Eğer göbek deliğiniz açık olursa negatif enerjiyi, nazarı, kem gözü mıknatıs gibi çekeriz.
Göbek Deliği: Fıtrî Mühür ve İlâhî Bağlantı Noktası
Her sanat eserinin bir merkezi, bir vurgu noktası vardır.
Ve insan, Allah’ın kudret elinden çıkmış canlı bir sanat eseridir.
İşte o sanat eserinin tam merkezine, Yaradan göbek deliğini mühürlemiştir.
Göbek deliği, sadece doğumu hatırlatan bir iz değildir.
O, âlemler arası geçiş kapısı, rahmet ile irtibat noktası,
duygu merkezli ilhamların alındığı enerji dairesidir.
Anne karnındayken beslenme bu merkezden olurdu. İlk bağımız, ilk damarımız, ilk geçidimiz oradaydı.
Ve sonra… O bağ kesildi.
Ama izi kaldı.
Çünkü orası sadece biyolojik bir iz değil,
varoluşun mürekkep noktasıydı.
Göbek deliğinde 72.000 sinir ucu vardır.
Bu sayı, insanın iç sistemiyle evren arasında kurduğu gizli sinir ağına işarettir.
Vagus siniri oradan geçer, yani beyinle bağırsaklar arasındaki duygusal akışı yönlendirir.
İnsan üzülünce karnı ağrır.
Heyecanlanınca orada kıpırtılar başlar.
Nazar oraya dokunur.
Vesvese oradan sızar.
Çünkü duygu merkezi orasıdır.
Namazda sağ elin sol elin üzerine konulup göbek üstüne bağlanması bu sırdandır:
Avret olan korunur, merkez mühürlenir, kalbe yol açılır.
Göbek bağı kesilir ama Rabb’e bağ hiç kesilmez.
Sanatın sırrı, merkezdeki bağa sahip çıkmaktır.
Göbek deliği, gök ile yer arasındaki iç noktanın fıtrî izidir.
Yusuf Avcu
Yorumlar
Yorum Gönder