GENCEK ATASÖZLERİ / KENÇEKÇE ATASAV'LARI



Abdal iş işlese gendi evinde işler
Abdal dilene dilene, bey göllene göllene
Abdal ata bindim bey oldum sanmış
Abdes alırıka guş gibi, namaz gılarıka daş gibi
Acele işe şeytan garışır
Acı soğanın zararı gabına olur
Aç köpek hurun yalar
Aç toyuk gendini buğdey bazarında zanneder
Adam sandım eşşeği, gaba yazdım döşşeği
Adamın güççüğü, harmanın böyüğü sevilir
Adamın eyisi hararda belli olur
Adın çıkacağına canıng çıksın
Ağ ağça gara gün uçundur
Ağaca güvenme çürür, insana güvenme ölür
Ağaç özünden yiğit sözünden belli olur
Ağır daş, yerinde hoş
Ağır yürüdüm ölü gelin oldum, hızlı yürüdüm deli gelin oldum
Ağşam buludu gızardı mı öküzünü yemle; zabah buludu gızardı mı tazını çulla!
Ağşam erken yat, zabah erken galk
Akça gökçe vurullar yamayı, yitiriller bulamazlar anayı
Ak goyunu gören, içi dolu yağ sanırımış
Ak göz götürmez (Mallara nazar değince söylenir)
Akdır, gayretin güder (Ayranı sulandırınca söylenir)
Akılı akıla usmak ahmaklıkdır
Akıl olmayınca ne yapsın sakal? Gayılı dağlara aşıran çakal. Gör bakalım hüslük, gayış ne çeker
Aklıma gelen başıma gelir
Akrep akrabadan doğar
Ala garda, boz dumanda yola mı çıkılır?
Alınıla girdiğin evden salınıla çık! (Gelin öğüdü)
Allah bir, yol ikidir (Cennet, Cehennem)
Allah’dan umud kesilmez
Allah, öğsüz goduğu kulunu padişah yapar
Altından ele gümüş gaşık, gümüşden ele altı gaşık ister
Anandan evvel ahıra girme (Mecliste büyüklerinden evvel lafa girme)
Anca barabar, ganca barabar
Anamın oğlu var beni neylesin, anamın gızı var gönül eylesin
Ana rahminden geldim bu bazara, üç beş metre kefin aldım gidiyon mezara
Apdal biceğiz olsa, yağlı övmeş ile beslerin
Arap eli öpmeyile dudak gararmaz
Arif isen ağna, eşşek isen diğne
Artık aş, ya garın ağrıdır ya baş
Asılı kökden, bekmezi küpden olmalı
Aşşağı tükürürün sakal, yokarı tükürürün bıyık
Aşağı Bağdat ırak olmaz
At gibi git, it gibi gel
At ayıbıyla satılır
At buldum meydan bulamadım, meydan buldum at bulamadım
At dediğin eşşek çıkar, eşşek dediğin at çıkar
Ataş olsan cürmün gadar yer yakarsın
Ataş yanmayan yerden duman çıkmaz
Atın ölümü arpadan olsun
Atı at yanına dakma huy gapar, huy gapmazsa tüy gapar
Atlar gelir şakır şukur, benim babam neden fakir?
Ava geden avlanır
Avcı, bekçiyi yener
Avcı, kırk gün daban eti, bir gün av eti yermiş
Avradı ölene var, gıymatı bilene var
Avrat ölüsü, yorgan yenisi
Avrat vardır arpa unundan aş yapar, avrat vardır hazırını keş yapar
Avrılın arpası, mardın görpesi (nisandan sonra arpa ekilmez)
Ay yenilendimi aya bak
Aya bak ay gibi olsun, güne bak gün gibi olsun
Ayda gelen allı doğan da, günde gelen acı soğan (ayda yılda görünen kişi kıymetli olur)
Az yaşa çok yaşa, akıbet gelir başa
Azı bilmeyen, çoğu bilmez
Azı çocuğa, çoğu ere gösterme (Çocuk azı görse fazlasını ister, koca çoğu görse nerden buldun der)

Bağa bak üzüm olsun, yemeğe yüzün olsun!
Baş başa bağlı, baş şeriata
Bel başının otu, bel dibinden belli olur
Ben gazandım, kim gölenise gölensin
Ben geldim gelin görmeye, gelin getmiş çalı dermeye
Besle gargayı, oysun gözünü
Böyük nişlerse güçcük de onu işler
Bilmeyene havadakı buludda yükümüş
Bin yaddan bir tanıdık yeğdir
Bir ağaçtan hem kaba olur, hem kürek
Bir at kırk yıl kişnemez (Gençliğinde kişner)
Bir el başda, iki el işde
Bir içim gahvesi yok, eyreni yok içmeye, tahtıravanla gider sıçmaya
Bir gece tasasız yatsam, o gece gonşum avradın boşar
Bir gece gına, yedi gece düne
Bir gişinin azığı, iki gişiyi aç gorumuş
Bir sülale kırk yıl ileriye doğru gederimiş, kırk yılda geriye doğru gederimiş
Bir şahan olduğu gayanın guşunu görür
Bir yunurum hamırın varısa, erbabına yunurt
Biz eşşek oldukdan sonra semer vuran çoğ olur
Boş torbaya gafanı sokma! (Her lafa karışma)
Böğürtlen yayıldım  bağ oldum sanmış
Böyle beter görmedim, yanağı tüter görmedim. Müseviri goyup da paçasını üten görmedim
Böyükler önünden geçilmez
Bu dünyada dost gazan! Düşmanı ananda doğurur
Bu dünyada ne zenginlik, ne gözellik, ne de gençlik bakidir
Bucağa oturması var amma ocağa çıra vurması da var
Bulan bulgur gaynadır, bulamayın g.tünü oynadır
Bunca oğlandan bunca gızdan, haber alsın alan bizden

Can çıkmayışla huy çıkmaz
Cel (başdaki) buyurmayunca cellet (cellat) asılmazımış

Çağla derin gahpe gönül çağlamaz, elin yavrıları gönül eğlemez
Çalış çalış, elim hamır garnım aç
Çebicin keli, mıyarın gözünden içerimiş
Çatal gazık yere geçmez
Çingir ayaz, çat bulut
Çocukla oduna gidersen; gendi eşşeği yıkarda ağlar, senin eşşek yıkarsa güler
Çok döğme arsız olur, aç goma hırsız olur
Çok laf yalansız olmaz, çok para haramsız olmaz
Çok yeyen garnım ağrır der, az yeyen görmedim der
Çok yeyen çok içen olur helak, az yeyen az içen olur melek
Çok gülen çok ağlar
Çokla gitme yola, başına bulursun bela!

Dalbızlanan dala gonar, yağır başlı (ayran gönüllü) yara gonar
Dağı dağ sanma, dan diye salma!
Daşıla gelene aşıla var
Davarda öğecin olmadığı yerde, çanı köpeğe dakarlar
Davıl dengi dengine vurur
Davşan dağa darılmış da, dağın umurunda olmamış
Değirmene varan un üyüdür de, evde duran nöbet sorar
Değirmenin fendine, döner gendi gendine
Delik böyük, yama güçcük
Delik daş yerde galmaz
Delinin sözü bitmez, halının tozu bitmez
Deliyi nereye yoraklarsan oraya geder
Deme dostuna, der dostuna. Beş- on daha gor üstüne
Demirci balta bulmaz, çuhacı gömlek bulmaz
Demiri tavında döğeller, gözeli çağında seveller
Deniz kenarının dışında, ala gabışın döşünde. Sen ne dersen benim gulağımın dışında
Denize düşen ilana sarılır
Denizi ataş alır mı demişler, ehtimal demiş
Denizin yanında guyu gazılmaz
Dert adama iğne yurdusundan girer de, borta kapısından çıkarımış
Dertsiz baş, mundar leşimiş
Deve gör devlete er, deve gör sadaka ver
Devem yüğsek binemedim boynuna, attım urganı çekemedim engine
Deveye yükü dengeyile sararlar
Deveyi godun da, palan dokumaya mı gettin?
Dışarıya bakdım dumanlı dağlar, içeriye girdim dumanlı evler, garibin biri gönül eğler
Dilim seni, dilsem seni; kilimlere sarsam seni!
Dirgeni yeyen sıpa, bir daha gelmez sapa
Diş bulduk keşir bulamadık; keşir bulduk diş bulamadık
Doğurdum gızım, dokudum bezim
Doğurmadım ekmedim, öldüm gümüden gümüden
Dokuz apdal bi gaşığıla olurumuş, onuncusu da çatlar ölürümüş
Dükganlarda pabuç çok, birini çıkar birini sok
Dünyanın günü darı denesinden çokdur
Dünya kimine “Sür, geç” dünyası, kimine “gör, geç” dünyası
Düşman adamı mal sahabı yaparımış
Düşman gizli yenilir
Düzene gel goca sazım düzene, derman bulunmaz gırk yaşından sonra azana

Ecel geldi, benden şakadak bir öptü (ölecekmiş gibi hissettim)
Eğil ocağına, çömel bucağına (Herkes evinde rahat eder)
Ekerike toprağı gözel, biterike yaprağı gözel. Bozmaya vardım gaz ile gazel
Ekici ol da bilici olma!
Ekmek bulursan ye, dayak bulursan gaç
Elbise yol öğredir, para akıl öğredir
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktıyla gelmez
Elden geyip salınma, uyüz tilki gibi yolunma
El elin eşşeğini türkü çağırarak arar
El eliyle ilan dutma!
Ele garışmaz, dile bulaşmaz
Elet işler el öğünür, avrat işler er öğünür
Elin gözü daşı yarar, daş da kalkar başı yarar
Elin köyünde horoz olacağına, gendi köyüğün toyuğu ol
Elin ölümü elin nesine, gülerek gelir yasına
Elimile açdıracağım yaraya, çıkam sokaklara melhem araya
Elimile gurduracağım turşular, eyi m’ettim, kötü m’ettim gonşular?
Elimin duzu yok, hamırımın özü yok
Eli öğendireli bobam ölsün de, eli iğneli anam ölmesin!
Elti eltiyi sevmezimiş, donuz çaltıyı sevmezimiş
Emir uçu şehit yanmaz
Er kaftan geyecek deyi, kürkünü ataşa verenlerden misin?
Erbişim guşaklının, ipden guşaklıya yolu düşer
Erik dalı gevrek olur basmaya gelmez, elin gızı nazlı olur küsmeye gelmez
Erim er olsun da, evim ilki dibi olsun
Erin evde yok, keyfin beğde yok! Erin evden geder, aş duzu n’eder
Esgi hatır yeni hatır, bir çıra yarması getir!
Etin çiği et bitirir, insanın çiği dert bitirir
Eve ekme de tava ek (Acele etme, toprağı tavında ek)
Evinde varısa un ile odun, herifi efendi hanımı gadın

Evine oğru (hırsız) girdi demişler. Basdırın gapıları, açlıkdan gebersin mendebur demiş. 
Evleği goca öküz gavuşdurur
Eyi söyle geline, galdık gız oğlan eline!
Eyren içen öyle biçer, bal yeyen yalar geçer

Gadın gısmı kırk günde gazanırımış sevabı, erkek gısmı kırk yılda
Gadıyı paşa öğüne yollamışlarımış, gadı paşadan üç gün soğna gelmiş
Gağnının çektiği, gayışın zorundanımış
Gara basma iz olur, ele deme söz olur
Gara gışda, gara yağmır çok yağdı mı, yazın sular gözlü olur
Gara gün adamın üsdüne gararıp durmaz
Gardaş gardaşın ne onduğunu isterimiş, ne öldüğünü isterimiş
Garga, b.ku keferete yarayacağı zaman, denizin ortasına sıçarımış
Garga ile uçan b.ka gonar, şahanıla uçan ete gonar
Garı gısmının saçı uzun, aklı gısa olur
Garının sırrına erilmez
Garlar yağar direk direk, atmaya ister yaba kürek
Gartal kemiği ölçer de, ağzına öyle gatarımış
Gavırga garın doyurmaz, gar suzuluk almaz
Gavun da g.tünü mü kokdum? (Kızı iyi diye aldım kötü çıktı)
Gaza gelir, göz görmez
Gazan geder, çeciği de geder; anası geder, çocuğu da geder
Gazan yanına varma gara bulaşır, gahpe yanına varma gırık dolaşır
Gedebilene dağlar bi yağlı goyuk (Gidip de getirebilenler için, dağlarda yabani meyveler, yenebilen mantarlar, bitkiler vb.yararlı birçok nimetler bulunuyor)
Gelin gezeğen olsa bize de geliridi (Gelin gezdirirken hediye alamayan akrabaların sözü)
Gendi evine sıva vuramayan, elin evinde badana ararmış
Gırkından sonra azanı teneşir paklar
Gız evinin habarı yok, oğlan evi davıl çalar
Gız gözü gızaranda olurumuş
Gızını döğmeyen dizini döğer
Gız senin derdine veram deyorlar
Gız yükü, duz yükü (Kız çocuğuna hamile olanın yükü fazla olur)
Gişi emsalından azar
Giysiden kakan (çamaşır yuyan), demir ağırlığı ekmek yerimiş
Goca işi böcü işi, gece işi hırsızlık işi
Gonuşursan merdile gonuş, gördüğü ivrayı kamile danış!
Gork avrılın beşinden, öküzü ayırır eşinden
Goyun yemediği otu yerse başı döner
Goyunu güden gurdu görür
Gök görmediğile dost olma, ısırgayıla dip silme
Gönül düşmüş kediye, kedi dönmüş duduya
Gönülsüz köpeğin sürüye hayrı olmaz
Gören göze kılavuz istemez
Görgülü guşlar, gördüğünü işler
Görmediğin bir çocuğu olmuş, çekmiş budunu ayırmış
Görmez önündeki saban okunu, görür elin gözündeki saman çöpünü
Görünen dağın dibine tez varılır

Görür gözü görmez, bilir biligi bilmez (Görür gözü görmez, erer aklı ermez)
Görümlüğe doyumluk olmaz

Gözelü yakışdıran ben, deveyi yakışdıran candır
Gözellik ondur, dokuzu dondur
Gözellikde hüner olsa, çam ağacında hıyar bitermiş
Gul darda galmayınca hızır yetişmezimiş
Gurt, sevdüğü guzunun postunu yerden yere vurur
Guru derelerde gavak mı biter? Bakır tencerede gabak mı bişer? Oğlansız evlerde duman mı tüter?
Guzguna yavrusu gözel görünür
Gülü seven dikenine gatlanır
Gündecinin günü, darı danesinden çokdur

Halveye dut atılmaz
Hamır gıvama geldi, odun bitdi. Cahıl başa geldi, budun bitdi. Demir kıvama geldi, kömür bitdi. Akıl başa geldi, ömür bitdi.
Hasmın garıncaysa bile, gendinden merdane bil
Hayır dile gonuşunca, hayır gelsin başına
Hayır hayır, hayırısa bir daha ganır; hayır değilse başını çevir(garga öterken)
Hayırsız evlat yüzünden, pavkuş bazara varmazmış (Ana baba insan içine çıkamaz)
Hayvan alası dışından, insan alası içinden belli olur
Hazır avrat has avrat, ayakların kös avrat
Hazirandan sonra ekilen darından, üç guş salan arıdan, erinden sonra galkan garıdan hayır gelmez
Heç düşmanın yoğusa, gardaşında mı yok?
Her guş, emsaliyle uçar
Her goyun gendi bacağından asılır
Her herif küreği yapar da, sapını ortaya deng getiremezimiş
Her işde bir hayır vardır
Her keşik kedi bal yemez
Her münneze bir ilan, bir keme girer
Her zaman kedi bal yemez
Heykiriver sürülerim dolansın, dolansın da ağaç olukda sulansın
Hırsıza kilit olmaz
Horazım gözel olsun da, ötmezse ötmesin
Iğradıver kemanımın sazını, gendi oturur suya yuollar gızını


İçerde (içre) aşsız, taşrada donsuz (İçeride karnı aç, dışarda çıplak)
İğneyi gendine batır da, çuvaldızı ele öyle batır
İleçberin garnını yarmışlar da, gırk dene gelen sene çıkmış
İleçberler hoşça görün öküzü
İnsanın yüzünden et kessen, et yarası gapanır, amma haysiyet yarası gapanmaz
İnsanoğlu uyuya uyuya böyür, uyuya uyuya ölürümüş
İnsan sevdüğüne su yolunda gavışır
İmanı olsa yola geliridi
İşin zorundan, böğün g.tümden gayış yağı çıkdı
İşlediğin bana ise, çğrendiğin canına
İt ite, it guyruğuna buyurur

Kakma gapını, kakarlar gapını
Kediye ciğer, tilkiye toyuk, ayıya govan ısmarlanmaz
Kedi yemediği ciğere mundar derimiş
Kel keli beğenmez, kel yalamayı
Kelbin ağzını kemik dutar
Kelin sözü, hırkanın biti yeter
Kenarına bak bezini al, anasına bak gızını al
Kime niyet kime gısmet
Kesel deryasına girdim, erenlerden geri galdım
Kimisi arpa unundan aş yapar, kimisi hazırını keş yapar
Kipridi çalmadan yanar deyorlar, gız senin derdine verem deyorlar
Kimler gazana kimler yeye, eyiler gazana kemler yeye
Köpek yal yemeden vaz mı geçer?
Kör mıhı yok, galdırama geder
Körler ile sağırlar, birbirini ağırlar

Lafıla peynir gemisi yörümez
Laf yitiren Hacılar’da bulur
Lök Dağı pilav olsa, Garadeniz pilav olsa, goca şam gaşık olsa; gene doymayacan

Mah, ip zapdeder
Mal sahabı camış öküzünden guvvetli olur
Mart ayı, dert ayı
Mart gapıdan baktırı, gazma kürek yakdırı
Mart malın, canın garnına dert
Mureye gaftan biçerler, döner de ağzına sıçarlar
Mureyi mureyi mur eşşek, yemini yemez kör eşşek

Ne atımız ölüye varır, ne gendimiz diriye
Neler geldi neler geçti felekden, gara deve de geldi geçti elekden
Ne ararsın yaman oğlu yamanda?
Nurusan başıma, devlet isen garşıma

Odunun eyisi meşe, avradın eyisi Ayşa
Oğlan dayıya, gız halaya benzer
Oğlu olan öğünsün, gızı olan döğünsün
Oğlum! Zaptiyeyle dost olma, iç sırrını garıya deme, ısırganıla g.tünü silme!
Okuyun dersen güçcükden başla! Davarcıyısan sehilde gışla! Zenginiyin dersen heç durma işle!
Olacak oğlan b.kundan belli olur
O da yalan, bu da yalan fili yuttu bi ilan

Öküz al yazın, düğün et güzün
Öküzün damını alçacık yapın. Yaş galmasın altına guruluk serpin. Goşumdan goşuma gözlerinden öpün
Ölüden umut kesilir, diriye canlar asılır
Ölüm adamı urganda da bulur, yorganda da
Ölüm yüz aklığıdır
Ölüsü ölen eve üç gısım insan varır: Biri eymel yaza, biri hırsızlık yapa, biri dert ala varır
Öz gardaşın olsa, halından bilmez
Öz yemeyişle göz ağlamaz

Papağı gabağına goyup fikirleş (Şapkanı önüne koyup düşün)
Paran varısa bazara, yoğusa benzin gızara
Pelit padışah, iledin vezir, artanı vazır vuzur
Pişiyin ağzı ete çatmayanda, iy deyverir. (Kedi erişemediği ciğere mundar der)

Saç sefadan, dırnak cefadan uzarımış
Sağır duymaz, yakışdırır
Sağırlık gavırlıkdan zorumuş
Sakla gendini sakatdan körden, topal geçecek çekilin yoldan
Sakla samanı geçmez zamanı, bir han yapdırdım kirez zamanı
Sakındığın göze çellik çöpü değerimiş
Samanlılar sarey olsa, iş görmesi goley olsa
Sana bir ayak gelene, sen iki ayak var
Sarı altın dakmeyile, çirkinler gözel olmaz
Sarımsağı gelin etmişler de kokusu gırk gün sonra çıkmış
Sarmaşıklar sarey olsa, iş görmesi goley olsa
Sel, öğüne geleni kürür
Sen bir abdal oğlusun, ne gezer elinde altın zurna!
Serçeden gorkan darı ekmez
Sırrını deme kele, varır deyiverir ele
Sinek, bekmezciyi arar bulurumuş
Size bişdiyise, bana daşdı
Sofrada elini, meclisde dilini gısa dut!
Söz uşakda, paha eşşekde
Su gülbüsü su yolunda gırılır
Su üyür, düşman üyümez
Suç altın yemeni olsa, kimse ayağına sokmaz
Süt geçide, çömlek çerçide bulunur (Süt çömleği kırıldı diye kızma)
Şer, şeri defeder

Tarlada ekin deste arası, bana gelmedi eğlence sırası
Tederikli başa gar yağmazımış
Tek develinin yüreği yanar
Tembellik yapma! G.tünden gumdarı geçmesin!
Tilkiye tavuk, kediye ciğer, arıya govan ısmarlanmaz
Toyuk yumurtadan çıkmış da, gabığını beğenmemiş
Türk Milleti, gök gürlerse Allah Allah! Der

Ulu söz gapı ağzında asl’olur
Ummadığın daş, baş yarar
Unumu eledim eleğim asdım, yalancı dünyadan umudum kesdim (ekmek derdiyle uğraşmıyorum)
Urganı atmadık dallar mı galdı? Bizi söyleşmedik eller mi galdı?
Usul usul, yorganına göre kösül
Üyüyenin üsdüne gar yağar
Üzümünü ye, bağını sorma!

Vaadi yetmedik keyri daşıla bastırsan ölmez
Vakıtsız ürüyen horazın, başını keserler
Vardığın yer körüse, gözlerine gıpa bak! Bastığın yer topalısa ayağını seke bas! Vardığın yer garanlığısa gözünü aç da bak! (Gittiğin yere ayak uydur)
Varışına göre olur gelişi, tarhana aşına bulgur salışı

Ya içinden bitmeli, ya deneni dutmalı
Yağı bulan ekmeğin iki yüzüne çalar
Yağlı gazan yağlı gazana bakar, yağsız gazana dönüp de kim bakar? (Zengin zenginle yaşar)
Yahşı dostu yaman günde sına! (İyi dostu kötü günde sına)
Yakın, yakını yakar
Yalınız daş, duvar olmaz
Yap eyiliği at denize, balık bilmezse Halık bilir
Yarası olan gocunur
Yavız hırsız ev sahabını basdırır
Yay geldi, orak gızışdı
Yenen arpanın, yanan harmanın öşürü olmaz
Yerin aşını, yararın başını
Yiğidin arnına yazılan gelir
Yiğit anadan cıvlak doğarımış
Yörüğün gocayanını çoban yaparlar
Yuvası yıkılan guş böyle m’olur? Yerinden ığranan daş böyle m’olur?
Yük altındaki deve bozulur (Sıkıntı birikince patlar)

Zabahın şerri, ağşamın hayrından eyidir
Zemheri geldi yaz yakın, ağuşdos geld gış yakın
Zemheri, göğnüm olursa dokuz, olmazsa otuz demiş
Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır
Zenginin çocuğu iş diye galkar, fakirin çocuğu aş diye galkar

Yusuf Avcu, Gencek - Kençek 

Yorumlar