Mutluluğun Gizli Anahtarları



Ne fırtınalar, ne kasırgalar koptu; şu kısa, şu fani hayatımda. Ne zelzeleler, ne depremler oldu; ruhum, aklım, kalbim, her yanımda. Hiçbirinde kopmadım umutlarımdan, terketmedim hayallerimi; içimde kıyametler kopsa da. Çünkü ben, yarınlarımın özlenen baharıyım. Çünkü ben, yarınlarımın beklenen sabahıyım. Ruhum, aklım, kalbim hepsi yarınlarda.
 
Ne geçmişimde sorun var, ne de gelecek zamanda. Kurtulmalıyım geçmişin hamallığından, geleceğin ağırlığından. Benim derdim yaşadığım anda. Acı tatlı birbirine karışmış. Binbir türlü hali var dünyanın. Huzur ararken hüzne takılıyor ayaklarım. Sınırlı dünyanın sınırlı dertleriyle boğuşup duruyorum. Süzülmüş gidiyorum hayatın inişli ve çıkışlı yollarında. Bu ne sırlı bir hayat, bu ne garip bir dünya. 
 
İhtiyaçlarım sınırsız, arzularım sonsuz, hiç bitmiyor endişelerim. Unutmuşum şükretmeyi, hiç doymuyor nefsim. Sadece dünya değil; ben de garibim, meçhul bir garibim şu dünyada. Öyle garibim ki; şefkat duygumu yetim bırakmışım, merhamet duygumu öksüz. Sakız gibi çiğnemişim, insafsızca dişlemişim, ezip geçmişim içimdeki mazlumu. Vicdan terazim mi kırıldı, fıtratım mı bozuldu, ne oldu bana?
 
Kainatın ve insanın mayasıdır sevgi. Tüm kȃinatı istila edecek güçte bir sevgi var içimde. Ya fani olanları sevecek tatminsizlik yaşayacağım, ya da tatmin olmak için seveceğim bȃki olan Allah’ı. Hayatımın sırrı; içimdeki bu sevgiyi neye, kime ve nereye kullanacağımda saklı. 
 
Nefis ve vicdan diye iki sistem var, tepişip duruyorlar içimde. Vicdan kazanırsa oluyorum bir insan, nefis kazanırsa sanki oluyorum bir hayvan. Gurur seline kapılıp kibir uçurumundan düştüm. Vicdanım önünde eğemedim boynumu, nefsimin önünde yerleri öptüm.
 
Acizim, fakirim, faniyim. Çaresiz ve muhtaç bir zerreyim ȃlemde. Oysa sonsuz arzularım, bitmeyen isteklerim var benim. Yani hiç bitmiyor dertlerim. Ne derdi! Derdi icad eden de benim! Yȃr ile bir olmayınca, yerle bir oluyor insan. Yine düştüm yüzüstü, yine yerdeyim. Ne düşündüğüm, ne söylediğim ne de yaptığım uyum içinde. Çile kokluyorum gül niyetine, sabrı tadıyorum bal yerine.  İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur. Ama çıkamıyorum; ağır geliyor hata ve günahlarım bana. Takıldım sebeplere, göremedim varlığın gerçek sahibini. Hayırları da şerleri de var eden Rabb’imi. Yoruldum ıstırapla, yoğruldum acılarla.  Artık Rabb’ime anlatıyorum tüm dertlerimi. Sadece O’na söylüyorum isteklerimi. Varlıklardan gelen üzüntülerden, kurtarsın diye beni…
 
Derdimi sana bildirmiyorum Rabb’im. Seni derdime derman biliyorum. Ulaştır beni huzur ufkuna. Hayallerim sonsuz, ama Sen hayallerimden de yücesin. Ulaştır dualarımı rahmet katına. Dert Sen’den, deva Sen’den. Ferahlık Sen’den, şifa Sen’den. Aydınlat içimdeki karanlıkları, umut ver hayallerime! Herşeyi görensin, duyansın,  bilensin. Kendini bilenlerden eyle beni!
 
Hayır da Sen’den, şer de Sen’den. Çaresiz kaldığım yerde, elbet açarsın bir perde. Çağlatırsan dert pınarını, dermanın deryası Sen’de. Derde sabır nedir ki, asıl sabreden Sen’sin. Hemen cezalandırmayıp, bana bile sabredersin. Sendedir çarem, muhtacım sana. Sana muhtaç olmak şereftir, zenginliktir  bana. Lütufsuz bırakma beni! 
 
Acizliğime kudretinle, fakirliğime rahmetinle cevap ver. Senin rahmetin öyle geniştir ki, bir damlası cennetim olur. Merhametin öyle büyük ki, bir zerresi beraatim olur. Şefkatin öyle sıcak ki, kalbim onda aşkı bulur. Gerçek aşk ver kalbime, ve aşkımı sonsuz eyle!
 
Sen’in aşkın vefa ister, dua ister, gözyaşı ister, sabır ister. Vefasızlık edip Sen’den uzak kalsam da, kalbim aşka doymasın. Vefasızlığımla değil, acizlik ve fakirliğimle talibim lütfuna. Acizim Rabb’im! Sen dilersen asla zillete düşmem. Sen vermezsen bende izzet mi kalır! Huzur  ver ruhuma. Zulme dalıp, hapsolmak istemiyorum vicdanıma. Kurtar içimdeki putlardan. Kurtar; kibir, haset, kin, öfke, nefret, şehvet ve gururdan. Koru aklımı; heva ve hefeslerimin tuzaklarından, nefsimin aldatmalarından. Korkudan emin olmalı, hüzünden azat etmeli, inandığından emin olmalı kalbim. Şükrüm ile dağıt kaygılarımı, sabrım ile korkut korkularımı. Kurtar şüphelerimden. Gözümü toprak doyurmadan, Sen doyur Rabb’im. Sen tutmaz isen, kim tutar ellerimden!
 
Musibet de Sen’den, bela da Sen’den. Lütfunla ağırla koru beni. Sabır Sen’de, şifa Sen’de. Hikmet Sen’de, rahmet Sen’de. Aklımı hikmetine aşina eyle. Lezzette şükür, şükürde ayrı bir lezzet ver. Ruhumu cesedime, kalbimi nefsime, aklımı mideme hakim eyle! Yalnız bırakma beni!
 
Güç Sen’de, kuvvet Sen’de. Nazarlardan koru beni, nazarımı güzel eyle. Hayra yönelt her halimi. Derdin içindeki derman Sen’de. Dert de derman da bahane, Sen’i bulmak esas gaye. Duygusal, zihinsel, ruhsal ve bedensel açıdan öyle bir zirveye çıkart ki; Sen’i beklentisiz sevdir beni.
 
Ey “Ol” deyince olduran! Âlemleri lütfuyla dolduran. Tüm dertlerim sana ayȃn. Her günümde farklı bir isyan. Ruhum pişman, aklım pişman, kalbim pişman. Ancak Sen’in affınla temizlenirim, ancak Sen’in affınla olurum insan. 
 
İki avuç dua ve bir damla gözyaşıdır sermayem. Sen’sin bunlara değer veren. Sen’sin günahları, hata ve kusurları affeden. Damla iken derya olsun gözyaşlarım. Söndürsün nefsimin isyan ateşini.  Sevabım az, günahım çok. Sevincim az, elemim çok. Ateşten uzak eyle beni! Nefsimi pak eyle. Tüm mekanların sahibisin, darlık verme yüreğime. Sevginle temizle, aşkınla doldur kalbimi. Ateşinle değil, aşkınla yak beni! 
 
Geçmişimi affeyle, geleceğime lütfeyle. Ney gibi inliyorum. Affını istiyor, lütfunu bekliyorum. Kabul et tevbemi. Zikrinle meşgul et dilimi. Zikrinle rahatlat; ruhumu, vicdanımı ve kalbimi. Senin için affettim, beni incitenleri. Sen de affet, bağışla beni!
 
Ey kalbime ebedi sevdaları düşüren! Ey kalbimi halden hale çeviren! Kalbimi en güzel hallerle hallendir.
 
Kaldır kalbim ile kafam arasındaki engelleri. Denge ver bana. Öfkemi cesaretin tohumu, şehvetimi iffetin çekirdeği, aklımı hikmetin sermayesi eyle. Bazı duygularıma dünya bile yetmiyor, bazılarına ise bir damla çok geliyor. Hasta duygularıma şifa ver. Sabır ver, güçlensin duygularım. Şükür ver, bereketlensin umutlarım. 
 
İçimde saklı karanlığın tohumu, içimden doğuyor aydınlık. Aza şükrettikçe çoğu buluyorum. Aydınlık arttıkça hastalık azalıyor; geliyor şifa, geliyor sağlık. Aklım için ilim, bedenim için ibadet, kalbim için iman, ruhum için marifet ver. Sıhhatli eyle beni!
 
Denge ver her halime, ifrat ve tefrite düşürme beni. Gark olmuşum dertlere. Derman ver yüreğime. Genişlik ver dara düştüğümde. Şükrün lezzetini tattır kalbime. Sığınıyorum rahmetine, güveniyorum adaletine. Şükrün izzetini yaşat gönlüme. Eyup (a.s.) misali bir sabır, Yusuf (a.s.) misali bir tavır nasip eyle! Şükreden bir kul eyle beni! Razıyım adaletine!
 
Mutluluğun kaynağı Sen’sin. Başkasına minnet eylemem. Huzurunda eğilip, huzuru Sen’den dilenirim. Minnet altında ezdirme kalbimi. Hiçbir duygumu yetim bırakma. Sana yakın eyle, Sen’siz bırakma beni!
 
Susuz olan benim, kuyudaki Yusuf olan ben. Kırıp atıyorum benlik kristalini. Şükrediyorum her halime. Çok şükür ki; sana aşığım, çok seviyorum seni.

Yusuf Avcu, Dertlere Derman

Yorumlar